18 Mayıs 2010 Salı

‘KOP’ Tribünü’nden hiç kopamadılar…




















http://3corner1penalti.blogspot.com bloğunun sahibi Anıl ATAY'ın bir yazısını sizinle paylaşmak istiyorum, bu tarz yazılar her zaman blogumuzda yayınlanabilir siz kıymetli Liverpoolseverlere duyurmuş olalım. Anıl ATAY'a tekrar teşekkür ederiz.

“You Will Never Walk Alone” şarkısını haykırarak, Anfield’da bulunmak her futbol severin hayalidir. Takımını yalnız bırakmamanın en anlamlı şarkısı dünya üzerinde bu olsa da kimi zaman oyuncular, tribündeki kalabalıkları yalnız bırakıp başka takımlarda macera arayabiliyorlar. İşte bu yazıyı bana yazdıran unsur bahsedilenlerin tam tersi…Tribünün gözünde adeta kutsal yerlere getirilen ve bunun karşılığını sadakatlarıyla gösteren ‘BAY Liverpool’ lara göz atacağız…

John Benjamin Toshack

Beşiktaş’taki renkli kişiliği ve Adalılara uymayan sıcak tavırlarıyla akıllarda yer eden Toshack’ın, ismindeki tatsız benzerlik yıllarca gündemde olsa da Liverpool için verdiği hizmetler, hep gözlerden kaçırılmıştır.

1970 senesinde 110.00 pound karşılığında katıldığı Liverpool’da kırmızı beyazlı formayı tam 8 yıl giyen Toshack, oynadığı forvet mevkisinde hiçbir zaman gol krallıkları yaşamasa da özellikle Kevin Keegan ile oluşturduğu ‘telepatik’ uyumla, her daim Kop tribününde hatırlanan isimler arasına girmeyi başarmıştır. Oynadığı yıllarda da 3 Lig şampiyonluğu tatmayı başaran dev forvet, Liverpool’un en görkemli yıllarında forma giymenin verdiği gurur ve bunun CV’inde yarattığı referansla günümüzde de birçok büyük takımda teknik direktör olarak görev yapabilmiştir.

Halen ülkesinin milli takımında görev yapmakta olan Galli menajer, Real Madrid ve Real Sociedad’ta yaşadığı başarılı günlerini şu an mumla aratsa da eminim ki hiçbir Liverpoollu, bu asil Galli’yi asla unutmayacak.

Steve McManaman

Kıvırcık saçları, beyaz teni ve kırmızı yanakları sayesinde kolayca hatırlanabilecek olan Steve McManaman, birçok kişi tarafından Real Madrid ile özdeşleştirilse de onun kariyerindeki en önemli takım Liverpool olmuştur.

1989 yılında giydiği Liverpool formasını tam 10 yıl başarıyla taşıyan Steve, aslen koyu bir Everton’lu olmasına rağmen, profesyonelliğin ne kadar önemli olduğunu dost düşman herkese göstermiştir. Takımda bulunduğu yıllar içerisinde Ryan Giggs ile birlikte İngiltere’nin en etkili kanat oyuncusu olan McManaman, efsane hoca Kenny Dalglish tarafından 18 yaşında keşfedilmiş ve bu ilk adımdan sonra kendini geliştirerek Dünya kupaları ve UEFA şampiyonluklarına uzanan bir kariyer edinmiştir.

İngilizlerin sarı fırtınası olarak kolaylıkla hayal edebileceğimiz McManaman için söylenecek şeyler daha çok olsa da, onu en iyi özetleyecek söz ünlü Menajer Bryan Robson tarafından bizim yerimize söylenmiştir, “McManaman’ı durdurabilirseniz, Liverpool’u da durdurmuş sayılırsınız !”

Robbie Fowler

Tüm dünyada soğuk kişiler bilinen İngilizlerin, aralarında istisnaları da barındırdıklarının en güzel örneğidir Fowler. 70’li yıllardaki Liverpool fırtınasını yaş olarak kaçırmış olsa da umutları gelecek seneler için de tükenen taraftarların en önemli ateş kaynağı olmayı başaran Liverpool doğumlu Robbie, takımın gelmiş geçmiş en golcü oyuncularından biridir. 1993-2001 yılları arasında çıktığı 236 maçta fileleri 120 kez havalandıran hırçın forvet, takıma 2.kez gelişinde çok etkili olamasa da 2001 yılındaki UEFA Şampiyonluğunu yakalayan kadroda kendisine yer bulabilmiştir.

Takımdan ayrıldıktan sonra hırçınlığı ve aykırılığıyla her dönem sorunlar yaşayan Robbie, kariyerinde büyük kupalar kazanamamış olsa da Liverpool taraftarları için unutulmazlar arasındaki yerini çoktan almıştır.

Ian Rush

Efsanevi özellikleriyle tribünlerin hiçbir zaman unutamadığı Rush, bu liman kentine uğrayan en golcü oyuncudur.

Aradaki 1 yıllık Juventus macerasını görmezden gelirsek, tam 16 yıl Liverpool’da forma giyen Rush, oynadığı 469 maçta rakiplerin tam 229 kez üzülmesini sağlayarak adını Liverpool tarihine altın harflerle yardırmayı başarmıştır. Futbol yaşantısını noktaladıktan sonra menajer olmaya hiçbir zaman soyunmasa da çok iyi bir yardımcı olarak hayatına devam eden 48 yaşındaki Rush, yaşadığı her saniye Liverpoollular için çok değerli olacak isimlerden.

Kenny Dalglish

Kevin Keegan’dan sonra 1977-1990 yılları boyunca 7 numaralı formayı giymeyi başaran Dalglish, Liverpool taraftarlarının EN sevdiği oyuncudur. Bu büyük sevgiyi, ne 78 UEFA Kupası finalinde Hamburg’a attığı 6 gol sağlamıştır ne de takımına yaşattığı 8 lig şampiyonluğu… Beyefendiliği ve asil tavırlarıyla gönüllerde taht kuran İskoç Kenny, sonradan takıma döndüğünde bu sefer yedek kulübesinde, sorumlu olarak bulunmuş ve bu kulvarda da başarısını gösterip tam 3 kez, İngiltere’de yılın menajeri olarak zirvede kendisine yer bulmuştur. Halen taraftarlar tarafından her maçta anılan, resimleri en üst noktalara konulan Dalglish, Liverpool tarihinin lideri olarak hepimizin gönlündeki yerini de çoktan almıştır.

Tabiî ki Anfield’ın hatıra defterlerinde bu 5 isimden fazlası vardır. Gerrard, Owen, Hamann gibi oyuncular efsane sıfatını şimdiden hak etseler de yakından tanıdığımız isimler yerine Toshack’ı, Dalglish’i ve McManaman’ı anmak vefanın ve değer vermenin nadir görüldüğü futbolda çok daha anlamlı olmaktadır.

Ve işte ‘THE KOP’un gözüyle, unutulmayan 50 Liverpoollu…

1 Kenny Dalglish
2 Steven Gerrard
3 Ian Rush
4 Robbie Fowler
5 John Barnes
6 Billy Liddell
7 Jamie Carragher
8 Kevin Keegan
9 Graeme Souness
10 Emlyn Hughes
11 Ray Clemence
12 Alan Hansen
13 Roger Hunt
14 Michael Owen
15 Ian Callaghan
16 Jan Mølby
17 Bruce Grobbelaar
18 David Fairclough
19 Peter Beardsley
20 Phil Neal
21 Ian St. John
22 Steve McManaman
23 Steve Heighway
24 Luis García
25 Tommy Smith
26 John Aldridge
27 Phil Thompson
28 Ray Kennedy
29 Ron Yeats
30 Ronnie Whelan
31 Alan Kennedy
32 Gary McAllister
33 Xabi Alonso
34 John Toshack
35 Mark Lawrenson
36 Jerzy Dudek
37 Terry McDermott
38 Sami Hyypiä
39 Steve Nicol
40 Jamie Redknapp
41 Elisha Scott
42 Steve McMahon
43 John Arne Riise
44 Dietmar Hamann
45 Jimmy Case
46 Gerry Byrne
47 Sammy Lee
48 Peter Thompson
49 Alex Raisbeck

50 Albert Stubbins

1 yorum:

fizyoterapist dedi ki...

2 sezon önce şeytanın bacağını kırmaya o kadar yaklaşmıştık ki olmadı.şampiyonluğa ramak kalmıştı ama o lanet manu...her zamankinden daha şanslıydı.(iki maçta da yenmek yetmedi)..kibirli sir alex fergusonu hindi gibi kıpkırmızı ettik ama yetmedi.arsenalli sersem,rus arshavin in anfield de 4gol atacağı tuttu.en kötü takımlarla alınan saçma sapan beraberlikler.direklerden dönen toplar...şampiyonluğu fazlasıyla hak etmiştik ama olmadı :( şimdi en büyük dileğim o fosil sir alex hayattayken ve manu nun başındayken gerrardlı,carralı kadroyla şampiyonluk yaşamak..ne dersiniz ne güzel olur değil mi?