17 Mart 2010 Çarşamba

LIVERPOOL’LU OLMAYAN EN SEVDİĞİM FUTBOLCULAR

Futbolu sevip izlediğimizden beri, bazı futbolcuları da tutmuşluğumuz oldu tabi, sadece bu yüzden tutmamışlığımızın olduğu gibi.. Mesela ManU-Chelsea CL finalinde Chelsea takımından nefret edip, Giggs’in falan hatırına ManU kazansın demişliğim vardır. :) (Tabi hep dua ettim CR7 penaltıyı kaçırsın diye, O surat ifadesini hiç unutmam )

Şimdi size benim en sevdiğim Liverpool’da oynamamış futbolcuları takdim etmek istiyorum..

Zinedine Zidane: Pele’yi sonradan izlemiş, Maradona’yı dünya kupalarında falan izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki, yerküre döndüğünden beri en iyi futbolu oynayan adam budur. En gerekli anda çalım yapan, en uygun zamanda pası atan, golse gol atan bir efsane.. Onun futboluna olan hayranlığım kelimeleri kifayetsiz bırakıyor kıymetli Liverpoolseverler :)
















Marco Van Basten : Ceza sahası içerisinde nasıl durdurulmaz bir futbolcuydu, uzun ince yapısına rağmen her şartta söz konusu gol ise bir şekilde atabilen bir adamdı. Sovyetlere, Göteborg’a (4 gol) ve R.Madrid’e 1-1 lik bir maçta attığı uçarak kafa golü benim için unutulmaz gollerdir.




















Carlos Alonso Gonzalez: Kimilerinizin kim bu dediğini duyar gibiyim :) R.Madrid ile 461 maçta 186 gol, İspanya formasıyla 56 maçta 15 gol ve benim TRT1 zamanlarında R.Madrid maçı beklememe sebeptir. Hatta Butragueno kazmasına bile tahammül ediyordum ki 34-35 yaşına gelmiş benim adamım girer diye belki oyuna.. Oyuna girdiği maçlarda gollerde atıyordu mütemadiyen.. O benim için Rush, Van Basten ile aynı kefedeydi, futbolu bana sevdirenler, O Santillana’ydı..
















Roberto Baggio: İlk ikisinden farklı olarak Baggio bana nedense futbolda ki tutkuyu anlatan bir futbolcuydu.. Öyle değil mi ? Oyunu tutkuyla oynayan bir oyuncuya göre çok kulüp gezdi (7) ama neyse ki içerisinde İnter, Milan, Juve ve Fiorentina gibi büyük takımlarda var . Second Striker mıydı ? Vieri’yle oynadıkları dünya kupası ne muhteşemdi ama :) Floransa (Fiorentina’nın şehri) dışında profesyonel olan oyuncu bize profesyonelliğinde nasıl olması gerektiğini öğretmiştir. Brescia’da da harika oynayıp bıraktı futbolu..





















FIGO: Kanat adamı bence hızlı olur, tekniği çok yüksekse süper ama o kadar olmasa da olur, güçlü olmasına gerek yok çok fazla ama mutlaka dayanıklı olur. Birde Figo var tabi, hızlı değil, süper tekniği var, güçlü sayılır. Onun oyununda da Zidane’da olan Baggio’da olan özel bir şeyler vardı. Yıllarca barça’da keşke diye izledik sonra Madrid’e geldi :) ne süper olmuştu ama..
















Rabah Madjer: Onu ilk izlediğim maç B.Munich – Porto Cl finaliydi, topukla harika bir gol atmıştı Finalde tuttuğum takıma, nasıl sinirlendiğimi hala hatırlıyorum ama içten içe de bir sevgi oldu finalde topukla gol.. Mahalle maçlarında bütün futbolcular kapıldıysa ben Madjer olurdum, kimse bilmiyordu onu arkadaşlardan.. Zidane gibi Cezayirli oda ve milli takımlarını 3 defa çalıştırdı. 1987’de Afrika’da yılın futbolcusu oldu.















Soren Lerby: 17 yaşında Ajax altyapısına giren bu “ortasahanın solu”nda oynayan adamı 8 yıllık Ajax’lı (birde kaleci Menzo vardı ajax’ta hey gidi günler hey :) )olarak değil de B. Munich’li olarak bilirim, sol ayağı hayranlık vericiyde bana göre.. Sol ayaklı oyuncu deyince 90 ların ikinci yarısına kadar onu hatırlarım..




















Franco Baresi: Benim için Baggio futbolda tutku demekse, Baresi’de adanmışlık, sadakat ve takımı için her şeyi yapabilmedir. O efsane Milan geri dörtlüsünün bence en efsanesidir. Sağdan sola Tasotti, Costacurta, Baresi ve Maldini dörtlüsünün aklı, ofsayt taktikleri kurucusu ve son adamı, eğer biri onu geçip gol atmak zorunda ise yapamazdı. Çünkü Baresi onu ceza sahasının hemen önünde düşürürdü pardon rakip futbolcu Baresi’ye takılıp düşerdi :) 20 yıllık kariyerini Milan’da geçirdi..



















Messi: Bence hiç tartışmaya gerek yok, Maradona’nın 2 kat iyisi :) Maradona top oynarken bu kadar karmaşık savunmalar, alan kapatmalar falan yoktu en çok G. Kore gibi takımlar vura vura düşürmeye çalışırdı adamı.. Maradona oraların futbolcusu ve Messi bugünkü futbolu oraların futbolcusu gibi oynuyor.. Hemde R.Madrid’liyim dikkat :)




















Rosicky: Bazı dostlara sürpriz olmuş olabilir mi ? Dortmund’tan beri seviyorum bu adamı .. Hızlı ve çok akıllı keşke Liverpool’da olsa dediğim tek oyuncu..




















2 yorum:

oğuzhan dedi ki...

güzel konu. benim isimler de şöle:

1-David Seaman: Kimilerine göre yetenekleri tartışılırdı ama bence futbol tarihindeki en soğukkanlı kalecilerdendi. Uzun saçları ve bıyıklarıyla ayrı bir ekoldü.Ortaokul çağlarımda posterleri odamın duvarlarındaydı her zaman.
2-Gianfranco Zola: Chelsea yerine Liverpool'da oynamış olsaydı, ingiltere'de bıraktığı etki kesinlikle 2 katına çıkardı.
3-Ruud van Nistelrooy: Rush'tan sonra dolmayan boşluğu onla kapatabilirdik.Ama o hiç sevmediğim iki takımda oynamayı tercih etti :(
4-Luis Hernandez-("El Matador"):Bu Meksikalı nesli tükenen tek vuruş ustası golcülerdendi. Büyük ihtimal uyum sağlayamazdı İngiltereye ama hayali bile güzeldi.Avrupada hiç bi takımda oynamadı yanlış hatırlamıyorsam.
5-Carlos Valderrama: Saçları futbolunun önünde bir üne sahip olsa da futbol tarihine gelmiş en iyi topçulardandı. Pas hatasını yaptığını hatırlayamazsınız kolay kolay. Liverpool'da oynasaydı heralde gözümdeki değeri mislince artardı.
Bu arada iyi ki Liverpool forması giymiş dediğim isimler de şunlar: 1-Bana Liverpoolu sevdiren Efsane Ian Rush 2-Bruce Grobbelar 3-Steve McManaman 4-Jamie Carragher 5-Steven Gerrard 6-Xabi Alonso ve tabiki 7-Fernando Torres

Shareef dedi ki...

Hernandez bir ara Türkiye'ye transfer olacak diyorlardı hatta dimi :) Seaman çok kıl goller yiyordu sanki :D Valderrama "sarı Gullit" O dünya kupasını kolombiya alacak diye o kadar inanmıştım ki elenince tüm dünya kupası konsantrasyonum bitti bir anda... Nistelrooy gıcık :) bir santrafor ya gıcık olacak bana kalırsa yada Raul gibi herkes tarafından sevilen saygı duyulan biri.. Zola efsane Baggio olmasa o olurdu bu listemde :)